Memorial Kayseri Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Op. Dr. Mustafa Gök, "Dünyada her 11 dakikada 1 kadına meme kanseri tanısı konuluyor. Türkiye’de ise her yıl yaklaşık 40 bin kadın meme kanserine yakalanıyor.
Kanseri önlemede kadınların kendi kendine yapacağı meme muayenesi hayati önem taşıyor. Her bilinçli kadının kendi kendine meme muayenesi yapmayı öğrendikten sonra bu muayeneyi periyodik bir şekilde alışkanlık haline getirmesi gerekiyor" dedi.Memorial Kayseri Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Op. Dr. Mustafa Gök, meme kanserinde erken teşhisin önemi hakkında bilgi verdi.
Meme kanseri kadınlar için ciddi tehdit
Memenin yapısı, süt bezleri ve burada üretilen sütü meme başına taşıyan kanallardan oluşmaktadır. Süt bezleri ve kanalları döşeyen hücrelerin kontrol dışı çoğalmaları ve vücudun çeşitli yerlerine giderek çoğalmaya devam etmeleri sonucunda meme kanseri ortaya çıkmaktadır. Meme kanseri, akciğer kanserinden sonra diğer tüm kanserlerden daha fazla kadın ölümlerine neden olmaktadır. Genetik yatkınlığı olan kadınlarda meme kanseri riski fazladır. Ancak risk faktörlerini taşımayan kadınların da kanserle yüz yüze geldiği bilinmektedir.
50 yaş üstü kadınlarda görülme olasılığı daha yüksek
Meme kanseri teşhisi konulan kadınların \%70’inin 50 yaşın üzerinde olduğu bilinmektedir. Dünyada 50 yaşın üzerindeki kadınlarda meme kanserine rastlanılması olasılığı, yaşı 50’nin altında olan kadınlara göre 4 kat daha fazladır. Bu nedenle 50 yaş üstü kadınların olağan kontrollerini yapmaları önerilmektedir. Ayrıca dünyada yapılan bazı araştırmalarda şişmanlığın 50 yaş üzerindeki kadınlarda meme kanserine yakalanma riskini arttırdığı öne sürülmüştür.
Ailede kanser öyküsü varsa kontrolü elden bırakmayın
Hayatının belli bir bölümünde meme kanserine yakalanmış ve tedavi sürecini tamamlamış kadınların diğer memesinde de kanserli hücre çıkma olasılığı, normal kadınlara göre 3-4 kat daha fazladır. Meme kanserine yakalanmış kadınların bulunduğu ailelerde diğer sağlıklı kadınlar da risk altıdadır. Bu kadınların meme kanserine yakalanma olasılığı diğer kadınlara göre daha fazladır. Kız kardeşi ya da annesi meme kanseri olan bir kadının meme kanserine yakalanma olasılığı diğer kadınlara oranla 5 kat daha fazladır.
İlk çocuğunu 20 yaşından önce doğuranlarda risk azalıyor
Kadınların adet görmeye erken başlaması ve menopoza geç girmesi fetil çağı (doğurganlık süresi) uzatmaktadır. Bazı kadınların ise 50 yaşından sonra adet görmeye devam etmesi az da olsa kanser riskini arttırır. Kadınların ilk çocuğunu doğurduğu yaş önemlidir. 30 yaşın üzerinde doğum yapan kadınlarda meme kanseri görülme olasılığı, ilk çocuğunu 20 yaşından önce doğuran kadınlara göre 2 kat daha fazladır. Öte yandan, hiç çocuk doğurmayan kadınların meme kanserine yakalanma riski doğum yapanlardan biraz fazladır. Ayrıca bazı kadınların menopoz nedeni ile 10 yıldan fazla östrojen tedavisi görmesinin meme kanseri riskini arttırdığı öne sürülmektedir. Yapılan araştırmalarda östrojenin kansere neden olduğu konusunda net bir bilgi olmasa da, östrojen tedavisinin bir hekim kontörlünde yapılması önerilmektedir.
Meme kanseri riskini azaltmak elinizde
Hafif egzersizlerin düzenli olarak yapılması (tempolu yürüyüş), mevsimine uygun meyve ve sebzelerin tüketilmesi, alkolden ve sigaradan uzak durulması, kilo alınımından kaçınılması alınacak ilk önlemler arasındadır. Ancak günümüzde meme kanserinden kurtulmanın bilinen tek yöntemi erken tanıdır. Her ayın belli dönemlerinde (adet kanaması başladıktan 7-10. günler arası) 20 yaş üstü kadınlar kendi kendilerini muayene etmelidir. Memede bir değişiklik olmasa bile 3 yılda bir defa kadınlara doktor kontrolünde tetkik yapılmalıdır. 40 yaşını geçen kadınlara ise yılda en az bir kere hekim tarafından muayene edilmesi önerilmektedir. 50 yaşın üzerindeki kadınların da kendi kendilerini muayene etmelerinin yanı sıra her yıl mamografi çektirmeleri gerekmektedir. Meme kanserine neden olan tümörler küçükken, diğer lenf düğümlerine ulaşmadan teşhis mümkün olursa tedavi şansı \%90 oranında artmaktadır. Erken teşhis sonucunda sınırlı cerrahi uygulanarak memenin yerinde kalması ve daha iyi kozmetik sonuçlar elde edilmektedir."
İHA