Özel Medline Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Özdoğan, sigara kullanımından sonra ikinci önlenebilir ölüm nedenleri arasında gösterilen obezitenin, milyonlarca kişinin yaşam süresini kısalttığını belirtti.
Türkiye’de erkeklerin dörtte birinde, kadınların ise yarıya yakınında obezite sorunu olduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet Özdoğan, “Obezite en basit şekilde, vücutta sağlığı bozacak ölçüde anormal ve aşırı yağ birikmesidir. Şişmanlık ya da aşırı kilo olarak tanımlayabiliriz. Bir tıbbi terim olarak morbid obezite ise obeziteye bağlı hastalıklara yol açarak, kişiyi karşı karşıya bıraktığı riskler neticesinde tıbbi problemler doğurabilen ve sonuçta yaşam süresini kısaltabilecek düzeydeki obezitedir” dedi.
Obezitenin sınıflandırılmasında en yaygın kullanılan ölçütün, beden kitle indeksi olduğunu belirten Özdoğan, beden kitle indeksi 30-40 kg/metrekare arasında olanların obez, 40 kg/metrekarenin üzerinde olanların ise morbid obez olarak adlandırıldığını söyledi.
BİRÇOK SAĞLIK SORUNUNA NEDEN OLUYOR
Obezitenin, sosyal ve profesyonel hayata aktif olarak katılamama ve vücut imajının bozulması gibi nedenlerle yol açtığı belirten Prof. Dr. Mehmet Özdoğan, “Obezitenin psikolojik sorunların yanında, yol açtığı pek çok sağlık sorunu vardır. Bunların başlıcaları insülin direnci, tip 2 diyabet, kolesterol ve lipid yüksekliği, koroner arter hastalığı, hipertansiyon, kalp yetmezliği, uyku apnesi, uyku bozuklukları, solunum bozuklukları, reflü, adet düzensizlikleri, osteoartrit başta olmak üzere kemik ve eklem problemleri, varis, beyin kanaması ve felç, safra kesesi taşları sayılabilir. Ayrıca, meme, kalın bağırsak ve prostat kanseri gibi bazı kanserler obez insanlarda daha fazla görülmektedir" diye konuştu.
OBEZİTE SOSYOKÜLTÜREL SAĞLIK PROBLEMİ
Obezitenin günümüzde çok yaygın bir halk sağlığı problemi haline geldiğini söyleyen Özdoğan, “Yüksek karbonhidrat içeren besinlerin tüketiminin artması, fast-food tipi beslenme, obez olmada önemli bir nedendir. Sporun günlük hayatımızda çok yer almaması, ulaşımda bisiklete binme ya da yürüyüş gibi yöntemlerin yaygın olarak kullanılmaması gibi pek çok faktör obeziteyi arttırmaktadır. Dolayısıyla sosyokültürel nedenleri olan bir halk sağlığı probleminden bahsediyoruz. Çocukluk çağından itibaren düzenli olarak fiziksel sportif aktivitelere katılım ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarının ve imkanlarının geliştirilmesi obezite ile olan savaşta en önemli faktörlerdir” açıklamasını yaptı.
"DİYET VE SPORLA TEDAVİSİ MÜMKÜN OLMAYABİLİR"
Morbid obezitenin ise bir kez ortaya çıktıktan sonra sadece diyet ve sporla tedavisinin mümkün olmayabileceğini söyleyen Özdoğan, “Bilimsel çalışmalar morbid obez hastaların diyet ve sporla kilo verebilseler bile, büyük çoğunluğunun ne yazık ki kalıcı olarak zayıflayamadığını ve verilen kiloların tekrar alındığını ortaya koymaktadır” dedi.
Morbid obezitede cerrahi müdahale için vücut kitle indeksinin 40 kg/metrekarenin üzerinde olan hastaların en uygun hasta grubunu oluşturduğunu belirten Özdoğan, “Bunun dışında vücut kitle indeksi 35-40 kg/metrekare arasında olan ve obezitenin yol açtığı hastalıklara sahip olanlar da obezite cerrahisinden önemli ölçüde fayda görürler. Ciddi cerrahi işlemler olan morbid obezite ameliyatlarının yapılması için hastaların daha önce diyet yapmayı denemiş olması da bizim tarafımızdan istenmektedir” diye konuştu.
KELEPÇE VE TÜP MİDE AMELİYATI YÖNTEMLERİ
Günümüzde en sık kullanılan kısıtlayıcı ameliyatların mide kelepçesi olarak bilinen laparoskopik mide bandı ve tüp mide ameliyatı olarak bilinen “sleeve gastrektomi” ameliyatı olduğunu dile getiren Özdoğan, “Bu ameliyatta amaç midenin fundus ve korpus adını verdiğimiz midenin geniş kesiminin çıkartılarak tüm midenin ince bir tüp haline getirilmesidir. Böylece hasta ameliyat öncesine göre çok daha az besin maddesi tüketebilecek hale gelir. En önemli avantajlarından birisi, midenin çıkartılan kısmından salgılanan açlık hormonu düzeylerinin azalmasıdır. Açlık hormonunun azalması ile hasta ameliyat sonrasında çok daha erken doygunluk hissetmeye başlar” bilgisini verdi.
"AMELİYAT HORMONAL KİLO ALANLAR İÇİN UYGUN DEĞİL"
Morbid obezite ameliyatının hormonal nedenlerle kilo alanlar için uygun olmadığını söyleyen Özdoğan, “Altta yatan hormonal bir hastalığı olan ya da hormonal bir tedavi sırasında kilo alarak obez hale gelenlerde bu ameliyatın yapılması, istisnai durumlar haricinde, çok uygun değil. Zaten biz hastalarımıza bu ameliyatı yapmadan önce, mutlaka endokrinolojik bir değerlendirme yaparak altta yatan hormonal bir bozukluk olmadığından emin olmak istiyoruz” açıklamasında bulundu.
“AMELİYAT TİP 2 DİYABETTE ÇÖZÜM OLABİLİR”
Morbid obezite ameliyatlarının metabolik sendrom ve tip 2 diyabette faydalı olduğu konusunda bilimsel kanıtlar bulunduğu söyleyen Özel Medline Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Özdoğan, “Çocukluk çağında başlayan ve insülin bağımlı tip 1 diyabet hatalarında bu ameliyatların hiçbir faydası yoktur. Tip 2 diyabetin ve metabolik sendromun en önemli nedeni obezitedir. Diyabetik morbid obez hastalar obezite ameliyatından çok büyük fayda görürler. Kan şekeri kontrolü düzelir, oral diyabet ilacı ve bazen insülin kullanımına olan ihtiyaç azalır. Hatta hastaların bir kısmında tip 2 diyabet tamamen düzelir. Ancak bu hastalar ameliyat önerilmeden önce özenle seçilmelidir. Hastanın pankreas kapasitesi ve insülin salınım düzeyleri bir endokrinoloji uzmanı tarafından titizlikle değerlendirildikten sonra, ameliyat uygundur” dedi.
İHA