Este Center Plastik Cerrahi ve Saç Ekimi Merkezi Genel Koordinatörü İbrahim Çevik, şeker hastalığı ve hipertansiyon saç ekimi işleminin uygulanması için bir engel oluşturmadığını söyledi.
Saç dökülmesinin genellikle genetik faktörlerden kaynaklandığı söyleyen İbrahim Çevik, ''Dökülmelerinin yüzde 73 oranında genetik faktörlerden kaynaklandığı, kişinin baba, amca, dayı gibi birinci dereceden akrabası olan kişiler de saç dökülmesi var ise kişinin kendisinde de saç dökülmesi görüleceğini vurguluyor. Diğer nedenleri de; stres, çevresel faktörler, kullanılan şampuan saç ve şekillendirici ürünler olarak açıklıyor.''dedi.
''Saç dökülmesinde anormal değer, günde 100 telden fazla kayıp bir işaret olabilir. Özellikle sağlıklı saçlarının olduğunu düşündüğümüz bireylerde günlük 20-30 arası saç dökülmesi normal olarak nitelendirilir.''diyen İbrahim Çevik, daha sonra şunları kaydetti; “Ne yazık ki medikal tedavilerle dökülen saçların yeniden çıkması sağlanamıyor ve modern dünyamızda saç dökülmesinin bilinen en etkin tedavisi saç ekimidir. Saç ekimi yaptırma konusunda herhangi bir yaş sınırlandırılması yoktur, bununla birlikte her yaştan sağlıklı bireylere saç ekimi yapılabilmektedir. Saç ekimi yapılması için en önemli gereksinim; donör alan olarak adlandırdığımız, başın arka ve ensenin üst kısmındaki, dökülmeme özelliğine sahip olan saçlarınızın yeterli miktar ve sıklığa sahip olmasıdır. Saç ekimi öncesinde kişiden kişiye değişen; yaş,sosyal durum ve çevresel etkenler gibi birçok faktör göz önünde bulundurularak, kişiye özel planlama yapılmalıdır. Örneğin yaşınız genç ve saçlarınız ön kısımdan biraz açılmış durumda ise, ilerleyen yaşlarda açıklığın artacağı düşünülerek size özel bir saç ekimi planlanması daha uygun olacaktır. Saç dökülmesinin devam ettiği düşünülen bireylerde ön saç çizgisini geride planlamak, iyi bir tercih olarak düşünülebilir. Ayrıca dökülmenin devam edeceği düşünülen kısımlara sıklaştırma işlemi uygulanarak, dökülmeler devam etse bile önemli ölçüde bir açıklık oluşması engellenebilir, ilerleyen süreçte ikinci bir seans yapılarak bu kısım tekrar sıklaştırılabilir. Özetlemek gerekirse; saç ekimi işleminin yapılması için, dökülme sürecinin bitmesini beklemeye gerek yoktur. Saç dökülmesinin tamamlanması, 35-40 yaş aralığında gerçekleşir ve buna ek olarak 40 yaşın üstünde bile saç dökülmesi görülebilir. Bireyin dış görünüşünü en çok önemsediği yaş aralığı olan 20-30 yaşlarında saç ekimi yapmak, bu sebeple daha uygun olacaktır.”
Herhangi bir kronik rahatsızlığa sahip olan ve ilaç devamlılığı gerektiren hastalar için, saç ekimi işlemi hakkında kişinin bu rahatsızlığını takip eden doktora süreç hakkında detaylı bilgi verildiğini anlatan İbrahim Çevik, “Şeker hastalığı ve hipertansiyon saç ekimi işleminin uygulanması için bir engel oluşturmamaktadır. Kan şekeri düzenli bir şekilde ölçülen hastalarda ve kan basıncı ilgili ilaçlarla kontrol altına alınan hipertansiyon hastalarında, hastanın durumunun sıkı bir şekilde izlenmesi ve gerekli kontrollerin yapılması ile güvenli bir şekilde saç ekimi işlemi yapılmaktadır. Buna karşılık Aspirin, Coumadin, IV Heparin gibi kan sulandırıcı ilaçları sürekli kullanması gereken hastalarda ve kalp kapakçığının değiştirilmesi, derin ven trombozu, atrial fibrillasyon gibi ritim bozukluklarına sahip hastalarda, saç ekimi işlemi yapılması tavsiye edilmemektedir. Bunun sebebi ise; bu kan sulandırıcı ilaçların kesilmesinin, hastalarda hayati risk oluşturmasıdır. Nihayetinde; saç ekimi işlemi estetik amaçlı bir işlem olduğu için, bu işlemle sağlığımızı ve hayatımızı risk altına sokacak en ufak şüpheleri bile ortadan kaldırmamız gerekir. Bu riskler ortadan kaldırılamadığı taktirde bu işleme girişmemek, sağlığımız açısından bizim için en mantıklı tercih olacaktır.” Şeklinde konuştu.
İHA